Ziya Sürgit, 1940 yılında arkadaşlarıyla keyifli zaman geçirmek ve lezzetli yemekler sunmak amacıyla "Tek Tekçi" adıyla anılan bir mekan açtı. Bu küçük mekan, "Ziya'nın Yeri" olarak başladı ancak zamanla "Yalova" adını aldı, Ziya Bey'in en yakın arkadaşının köyünden esinlenerek. Başlangıçta tek tekçi olarak hizmet veren mekan, sabah çorba ve öğle yemekleriyle bir lokantaya dönüştü.
Ziya Bey'in vefatından sonra, oğulları Şeref ve Mehmet Yalova'yı işlettikleri tarihi Yalı Hanı'nın çarşıya bakan tarafında bir süre devraldılar. Daha sonra mekanı, tarihi balık halinin üst katına taşıyarak turistik bir lokantaya dönüştürdüler. 1984 yılında ise Yalova, Ertuğrul Sürgit'e devredildi, böylece 3. kuşak temsilcisi oldu.
Ertuğrul Sürgit ve eşi Didem Sürgit tarafından yönetilen Yalova Restoran, 1940'tan günümüze uzanan lezzet geleneğini modern pişirme teknikleri ve dünya mutfağından esinlenen yorumlarla birleştirerek gastronomi şölenine dönüştürüyor. Ertuğrul Sürgit, işletmeci kimliğinin yanı sıra deniz tutkunu birisi olarak, bu tutkusunu "Türkiye'nin Kıyı Balıkları" adlı bir kitaba da dönüştürdü.
Yalova Restoran, lezzet ve hizmetin ön planda olduğu bir kalite anlayışına sahiptir. Çağdaş Ege Mutfağı'nın en iyi örneklerini sunarak, balık ve deniz ürünleri tutkunlarını memnun etmeyi amaçlar. Çanakkale limanının güzel köşesinde, deniz kıyısında, geçmişe saygı göstererek ve geleneği sürdürerek müdavimlerini ağırlar. Aynı zamanda, Çanakkale'nin tarihi önemi nedeniyle uluslararası konuklarına da ev sahipliği yapar ve dünya standartlarındaki deniz ürünlerini sunar.
Yalova Restoran, 2016 yılında Çanakkale'ye ek olarak Bozcaada'da da özenle hazırlanmış bir mekanla hizmet vermeye başladı. İstanbul'da zaman zaman pop-up konsepti ile restoranlar açarak lezzet tutkunlarına farklı deneyimler sunar.
Her geçen gün daha fazla lezzet tutkunu tarafından tercih edilen Yalova Restoran'ın başarısı, yaratıcı tariflerine ve özenle seçilen malzemelere dayanmaktadır. Taze ve yerel malzemelerle hazırlanan yemekleriyle, Çanakkale'nin zengin balıkçılık ve tarım kültürünü gururla temsil eder, Türkiye'nin lezzet haritasında hak ettiği yeri korur.