Issız Han, tarihi derinlikleriyle Osmanlı döneminin önemli isimlerinden Celaleddin Eyne Bey ve Felek Meliküddin'in hayır amacıyla yaptırdığı büyüleyici bir eserdir. Arapça kitabe, kapının üstündeki kemerde, bu muazzam hanın inşa edilme amacını açıkça belirtir. Celaleddin Eyne Bey, 1. Kosova Savaşı'nda kumandanlık görevini üstlenirken, Ulubat'ta gerçekleşen bir savaşta hayatını kaybetmiştir.
Bursa'nın yakınında, taşımacılık açısından önemli bir yol üzerinde yer alan Issız Han, tüccarların ve seyyahların uğrak noktası olmuş, adeta efsanevi bir güzellik kazanmıştır. Papaz seyyah Stephan Gerlach, Seyyah Richard Pococke ve Fransız Mimar Charles Texier gibi önemli isimler, Issız Han'ın mimarisinden ve görkeminden sıkça bahsetmişlerdir.
Issız Han, Selçuklu mimarisine benzer bir tarzla inşa edilmiş, erken Osmanlı dönemi eserlerinden biri olarak kabul edilir. Dikdörtgen bir yapıya sahip olan hanın avlusu bulunmazken, girişin her iki yanında birer oda yer almaktadır. Hanın girişindeki büyük salonda ise iki muazzam ocak dikkat çeker. Ocakların bacası, taşlardan yapılmış basık kemerlerle desteklenir. Issız Han'ın göle bakan kapısının üzerindeki kitabe, günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşmıştır.
Hanın cephesi, iki sıra kesme taş ve dört sıra tuğla ile örülmüştür. Giriş kapısının kemerinin mermerden, çevreleyen kemerin ise çift renkli kesme taştan yapıldığı görülür. İç mekanda yolculara ayrılan bölüme ulaşmak için üç basamaklı bir merdiven kullanılır. Issız Han, tüm bu mimari özellikleriyle göz kamaştırır.
Osmanlı döneminde İpekyolu üzerinde bulunan Issız Han, geçmişin izlerini taşıyan bir butik otele dönüştürülmüştür. 9 odasıyla hizmet veren otel, misafirlerine tarihi bir atmosfer sunar. İpekyolu'nun üzerindeki bu tarihi otelde konaklamak, 1394 yılının atmosferini hissetmek için eşsiz bir fırsattır. Issız Han, zamanın izlerini taşıyan ve misafirlerini tarihle iç içe yaşatan bir anıttır.
